Thursday, August 13, 2009

aşılı kaldım bir ipin ucunda

http://www.helpyourautisticchildblog.com/wp-content/uploads/2009/03/vaccine.jpg

bir şey çok kolay olduysa bilin ki bir müddet sırtınız duvara dayalı gezmenizde fayda var. özellikle de benseniz. çünkü bilirim ki işim rast gittiyse, ulu manitunun canı sıkılmaktadır ve o bana asap sokacağı yağlı kazığın budaklarını temizlerken benim rahatlayıp gevşememi istemektedir.

 geçen hafta pasaportumu uzatmak ve sarı humma aşısı olmak için işten izin istedim. daha önceki tecrübelerim ve genel önyargılarımdan pasaport biriminde bir iftar çadırı havası bekliyordum. emniyetin kapısına vardığımda hiç de yanılmadığımı gördüm. bilinçaltımın en ücra noktalarına iteklediğim askerlik muayenesi sırası anılarını tetiklercesine bir erkek yoğunluğu yumruk olmuş emniyetin kapısından sekiyordu. yine iç çamaşırına kadar soyunup ayak tabanımı gösterecek miyim hezeyanlarıyla soğuk soğuk terlerken, yanımda duran sivilceli genç "senin de mi alışveriş merkezi?" dedi. sabahın o saatinde afyonu hala geri sayımda olan bünyem bu soruya boş bakışlarla cevap verebildi. "özel güvenlik belgesi almaya gelmedin mi" diye sabah sabah benden ümidi kesmeden sordu sivilceli genç. ulan önce silahımı istediler, şimdi kesin güvenlik görevlisi bu diyorlar, allah kahretsin bu sert vahşi karizmamı diye içimden geçirerek "yok ben pasaport için geldim" dedim. yanlış kuyruktasın pasaport için sıraya gerek yok direkt gir dedi. sivilcesinin ağzıma patlayacağından korkmasam öperdim kendisini ama sert vahşi karizmama sığdıramadım.

 pasaport kısmı ise gayet sakindi, kol gibi harcımı nakit olarak yatırdım, görevli parmak izimi almak için parmaklarımı tek tek oklavayla scanner'ın üstüne açtı. yalnız afacan scanner sağ serçe parmağımı okumamakta ısrar edince baya bir güreşmek durumunda kaldık. neyse o da bitti, belgeleri verdim, 2 gün sonra gel dediler ve hepsi 45 dakika içinde bitti. gayet şaşkın çıkıp taksiye atladığım gibi karaköyde aldım soluğu. yolda taksicinin yandan gelen arabayı biçeyazması dışında bir vukuat olmadı. iskelenin hemen yanındaki Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nü de kolayca buldum. İçeride sadece 2 tane güleryüzlü görevli vardı. aç sol omzunu komutunu aldım, takım elbise giydiğim için biraz zor oldu. sibel can'la bo derek arasında gidip gelen bir pozla metanet içinde iğnemi bekledim. O da fazla bekletmedi, görevlinin de eli pek hafifti zaten. doktor bey de gayet nazik bir sürü bilgi verdi, üstüne para falan da almayıp yolcu ettiler beni. mutlaka bir terslik var diye arkama baka baka çıktım. ama yoktu. ya da bana öyle geldi.

 neyse efenim hafta sonu küçük bir sahil kaçamağı yaptık. arkadaşların dürtüşüyle aşı yerimde kocaman GS forması renginde bir morluk olduğunu fark ettim. hickey aslında o dediysem de o boyutta bir hickey bırakacak kadını bulmak zor olduğundan yemediler. fazla üstünde durmadım bende.

 ama hafta içi böyle hafiften gelen soğuk terler, ateş, baş ağrısı derken noluyoruz dedim. bir sabah kalktım ki sanki kafam büyümüş de beynim aynı kalmış, nereye dönsem beyin şap diye o tarafa düşüyor (ağrı tarifindeki yaratıcılığım babamdan geliyor. onunda sol böğründen giren ağrı vücudunda roller coaster turu attıktan sonra sağ parmağından çıkar). neyse birimi aradım interneti aradım olay şuymuş:

 "Sarı humma aşısı canlı-attenüe olup tek doz parenteral uygulanmaktadır. Aşının en sık yan etkisi %10 olguda görülen 4-7. günlerdeki ateştir."

 ben de tabii ki %10 luk gruptayım, yaşasın azınlıkların özgürlüğü. ayrıca ayağım takılsa fırsattan istifade eden şerefsiz herpes virüsüm de bu fırsatı kaçırmadı ve dudağımın 90 köşesine taktı uçuk golünü.

 

neydi çilem.


Thursday, August 6, 2009

ne güzel toolumuzsun sen onenote abla

http://www.hal-pc.org/journal/2005/05_jan/OneNote.jpg

Eskide kaldı bin tane word dökümanının kalabalığı, text dosyalarının kifayetsizliği. Bas win+N'ye al notlarını paşa paşa klase et. Tabletim olmasa da mouseumla çiziyorum cin alileri, akış çartlarını. Microsoft'tan çıkan tek iyi şey excel değilmiş dedirtti bana.

Yalnız şu satırları yazarken bir ofis aracına ne saçma şekilde sevindiğimi fark ettim. Hayatı sorguluyorum dönücem..